Lisans ve doktora mezunu arasındaki Gizem arasında o kadar çok fark var ki, hatta en son yazdığım zamanla bile.
Artık öğrenci değilim. Neredeyse doğduğumdan beri sürdürdüğüm öğrencilik hayatım bitti. Herkesin lisanstan sonra atıldığı hayata yeni atılmış gibi hissediyorum. Çalışma açısından değil, 8 senedir çalışıyorum, ama öğrenciydim de bir yandan işte. Şimdi öğrenci kartım yok. Öğrenci indirimlerim yok. Öğrenciliğimle birlikte bıraktığım pek çok şeyim yok.
Neyin var derseniz, diplomam var, doktora. Doktor oldum artık. Tıp doktoru değil, yanlış anlamayın. Pek çok yayınım oldu. Pek çok yazım oldu. Binlerce anım oldu. Feda ettiklerim oldu, elde ettiklerim oldu.
Şuanda kendi evimde, bana uygun az aydınlatmalı aynı zamanda oturma odası olan çalışma yerimde, masamda balkabaklı mumumla yazıyorum bunları. İstediğim bazı şeyler oldu, ama kaybedip yerine koyamadıklarım da var. Hayatım bir acı içinde değil, ama saf mutluluk da yok. "Gelsin hayat bildiği gibi" modundayım çok uzun zamandır.
Kendi dersim oldu, inanır mısınız, öğrencilerim var, enerji veriyorlar bana. Gıda takviyeleri de alıyorum tabii.
Yakın arkadaşlarım oldu, hep bu konuda zorlanmıştım, bir özel günüm olsa kimi çağırırım bilemiyordum, şimdi var çağırabileceklerim, sağolsunlar. Kötü zamanlarımda yanımda durdular. İyi zamanlarımda yol gösterdiler.
Bir kedim oldu, dışarda buldum, donmuştu, bana sarıldı, bırakmadım.
Neden yazı yazarken ağlayasım geliyor bilmiyorum. Ağlamak istemiyorum, o yüzden gidiyorum.
İyi akşamlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder