14 Şubat 2012 Salı

Siyah ya da Beyaz, Yalan! / White or Black It's Still A Lie

Çok sevdiğim bir şey olursa kıymeti bilinmez diye çok söylemem bazen, ya da "ne var normal işte" deyip benim o çok önemli bulduğum konunun yanından geçip gidebilirler diye. Bunu yapıyorlar diye de kimseyi kınayamam aslında çünkü bilincimizde bambaşka anılar taşıyoruz, herkese aynı şekilde etki etmesini bekleyemeyiz nesnelerin, kokuların ve daha bir sürü şeyin. Ama işte, o yüzden de kendime saklıyorum. Fakat bu şarkı, ne yapıyorsam bir an önce bitsin de ona döneyim diye sabırsızlandığım, insan gibi özlediğim bir şarkı oldu. Defalarca kafamda klibini çektim, kendimi oradan oraya savurdum (gerçek ve mecazi anlam, iki anlamlılık sanatı hihi). Bir başlangıç yapayım dedim, şimdi dinlerseniz belki size de başka şeyler çağrıştırır, ben kendim bulup dinledim, kendime teşekkür ediyorum iyi ki öyle her gördüğü şeye tıklayan bir kızım, evde denemeyin tehlikeli bir huyum.
Şarkıyı dinlerken hep tüllerden görünen bir kız hayal ediyorum. Şeffaf gibi görünüyor ama aslında karaltılı. İçinde söylemek istediği, yaşadığı bir sürü şey, birkaçını söyleyebildi yalnızca. 
Don't you hear me when i say i am lonely?
Do i kid myself to think that i am your one and only?
                                                   I am dying to believe you
                                               Tell me what else should i do?

Toplumun çoğunun kendini özel hissettiğini, hatta bunun için üreticilerin çeşitli oyunlar oynadıklarını biliyor, fakat yine de kendine ait minik odada yine de kendi kendini kandırmış bile bile, penceden bakıyor şimdi. Sadece bir duygu ya da sadece bir kişi ile ilgili değil, hayat hakkında olacağına inandığı bir çok şeye dair inancımı olmayacağı belli olmasa bile kırmayacağım demiş, "sen kırmazsan ben kırarım" diye üflenmiş mumuna sonra..
En sevdiğim, her yerde aslında size bakarken içimden söylediğim kısımsa,
cross your heart and hope to die 
white or black it's still a lie
every city that you fly 
i sit home and wonder why
while you're out there getting high
one more night for me to cry
can you look me in the eye
cross your heart and hope to die
"Hope to die, hope to diee" diyerek ip atlıyor kızımız. Başkaları bir şeyler yaparken, yatağının kenarındaki desene gözü takılıyor, kitabın sayfasının kıvrılmış olduğunu düşünüyor, düşünüyor da düşünüyor. Başkaları başka yerlerde başka şekillerde yaşarken, o sadece tüllerin biraz daha savrulmasını, üstüne peri tozu yağmasını falan bekliyor.

Aslında şarkı çok mutlu gibi, ama böyle inceye dalınca da hüzünlü.
O zaman biz dalmayalım daha fazla, şarkının başına odaklanalım,
LALA LALALALAL LALALALAL :)

Madem peri tozu yağmıyor, pudra rengi pamukların üstünüze yağmasını dilerim:)
XOXO

Gizem..























2 yorum:

  1. çok hoşuma gitti blogun:) takipçinim paylaşımların çok renkli takipçinim:)
    geleceginpatronu.blogspot.com

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...